1 Ekim 2010 Cuma

Afife’den bir içimlik, Beyoğlu’ndan geçimlik !..

Bir varmış pek yokmuş, çok varmış ama aslı yokmuş,
Yıllar yıllar once, İstanbul’un nadide kıyı köylerinden Yeniköy’de bir kız çocuğu doğmuş.. Sarı saçlı, mavi gözlü ve endamı epey parlak kız bebek o zamanlar pek hoşmuş. Büyüdükçe, serpildikçe, bol bol sevgililer ile geliştikce namı epey almış yürümüş; Ama cep delik, cepken delik ailesi nedeniyle hala üstü başı bile yokmuş ..

Nasıl olmuşsa olmuş bir şekilde hem hukuka hem kendine hakim bir beyden aniden bir umut doğmuş?

Pak, ak delikanlı erler gidip geldikçe, hayat süratle değişmeye başlamış. Sude’den südyen emanet olunca da yapılacak iş şimdi okuyacaklarınıza kadarmış...

Yıllar yıllar geçmiş. Arı gibi çalışkan butikçiden, gece kulüpçülerine dek cepleri denk daha kimler kimler gelmiş geçmiş. Ama gelgit akıllı hanım pek değişmemiş… Şıklığını bismillah , iri göğüslerini selah ve güzelliğini bir silaha dönüştürmeyi de bir hayli becermiş.

Ak, pak günlere gelmeden öncede bakın daha neler sezermiş!
4. Levent Villalarından birinde, kendi gibi sarışın ve renkli gözlü bir zengin oğlunun yanında nasılsa yeniden doğmuş..Meğerse, Kadir kıymet oğlunu da bilir olmuş.
Artık adı sosyetik güzeli bulmuş, Ancak yanına yanaşdığı herkesi zehirli sarmaşık misali boğar olmuş.. O yıllardaki bahse konu genç adamın kafası bu mahsun prenses kılıklı kadın yüzünden ve taşıdığı uyuşturucudan çorba tabağında bile bulunmuş..
Ama, asıl meşhur polis baskını öncesi, kediler, o villada ağaçlara asılır, idam edilir, kesilir ve kanları soğumadan içilerek yapılan ayınlerle de coşmuşmuş..

Şarkıcı, erotik yıldız, manken, balerin bu hanımın hayatında zaten pek bolmuş. Ancak daha dol karabakır dol dol şarkısı yeni okunurmuş…
Yıllar yıllar geçmiş, hala yolu yokuş değil değiş tokuşmuş..

İstanbul’un beş yıldızlı otellerinden birinde bir gece yangın alarmı coşmuş. Meğerse, evli adamın karısı oteli basıp henüz kanunlarda bu işler zina iken genel müdürü bile koşturup konuşturmuş.. Biricik prensesimiz otelden atılmış ama, koynundaki adam zaten dumanlı kafası ile boş boş bakar ve herdevre koşar olmuş..
Peki peki anladık da, hala alıncak yol çokmuş….

Gelelim masalın sadedine.
Dini imandan ettirenine ; Birkaç kabe ziyareti bile bu işe şaşar dururmuş..Ancak, Azra’nın galerisinin kapısında Azrail nöbet tutunca Yamak hesap sorar, durum mütalasını şöyle bir durudurmuş,

Gökden 3 elma düşmüş:
1. Bir buçuk yıl şahsi seyahat pasaportumu alıkoyan bu sultanın mihsab kılıklının teyzesi ile ozamanlar alakası varmıymış?
2. Soğuk nevalenin acaba kocasının taklid kitabının benle ne alakası varmış ?
3. Kuzeni neden benim bir akrabamın kızı ile evil olduğu halde bu ülkede bunlara cüret edermiş ?

Şimdi Azraili ve Cebraili benim cebimde soğuya dursun
Delikanlı olan gelsin bana birde ayna tutsun …

Gel beri gel ey sufi hiçi , belki karnındadır veledi zinanın hiçi ..

Belediye yamağı !

1 yorum:

  1. Barbaros Bey belli ki birileri sizi kızdırmış.Sİz enerjinizi böyle insanlarla heba etmeyin.Çıktığınız her programda keyifle seyrediyorum sizi.Sevgiler...

    YanıtlaSil