1 Ekim 2010 Cuma

ALIŞIN VERİŞİN ! PARA PEŞİN ADI KIRMIZI MEŞİN !..

O da oldu! Beyaz geceler kutsal kitap Boğg’un emri ile yurdumuza bir geldi pir geldi ve pilatesden davlumbaz gibi gülümsetmeyi becerdi..
Çişantaşı, Bağdat Avenue ve Peachthinyeah’de o gün 50 milyon dolarlık alışın verişin becerildi ! Gecenin 12 sine dek, kredi kartlarında 3-5 taksitlik yer kalmış tüm transvestiyer kılıklı bir çok silikonlu güzel ile birlikde moda kurbanı olmuş ahmak bir güruhda figuran olarak rezil edildi ..

Ben medyanın yalancısıyım ; o gün en çok rağbet gören ürün ‘’İstanbul Fashion Night Out’’ adlı 25 tl lik tişörtlerdi.
Sadabad kılıklı medya, menekşe mendilim düşeye düşmüş, uzun eşşeğe yatmış arsız kredi kartı şirketleri aptalların cüzdanlarındaki veresiye emeği bir kez daha becermişdi ..

Aynı gün ben ise, 30 derecelik rutubetli bir İstanbul yazında Seda Sayan programı için Video kaydı yapmak üzere Show tv ekibi ile Bakırköy İncirli Halk pazarına giriyordum !
Madem Seda Sayan’a çıkacağım Madem Doğan Medya gurubunda ve diğer bazı ulusal medya kurumlarında bana ekran ya da gazeteleri yasak iken şimdi özgürlük verildi ; Eh, bu ülkede pazara girmek için Seda hanımdan daha uygun ünlü mü vardı? Zaten Hülya Avşar geçen sene Habertürk’de altyazı isteyince o gece ekranlar hepden en akıllı kadına dar gelmedi mi? . Bu durumda ben de Sayan ile Ortak Pazara bile girerim , bakalım eğlence kalırmıydı ?

Herneyse,
Seda Sayan’ın o gün tansiyonu düşünce gelemediği için dünya tatlısı bir ekip ile giriverdik alış verişin ta içine ..
Format yabancı pazar tanıdık , İlk günkü gibi Show’da Pazar Sürprizi kimlikler adeta satılık !

Onlar, zenginlerin ayrı, orta sınıfın kapalı, fakirlerin ise kapıdan bile giremediği mekanlarına beni içeri sokmak için ter ter tepindiği halde bende ipliklerini çıkarmak üzere Pazara giriverdim bile !

Çakma çanta, gözlük pabuç bir yana neyin orijinali yokdu ki aslında tezgahlarda.. İlk durak derici. Para meşin ama kredi kartıda sattırıyordu leşini alışmadan peşin ! 199 liralık montun aynısı Abdi İpekçi’de 700 e satışdaydı.. Bir sonraki durak çorapcı zaten çokdan ekrandaydı. , Tanesi bir teklik olunca ,benden başına çorap değil ama Seda Sayan yayınına beşibirlik, bir sayıda hediyem çantada oluverdi keklik !
Kışlık kapalı havuzlarında ve bodrum plajlarında giydikleri sosyetenin mayocusundan kıvrılıp, kemerciye varıyoruz, 5 tl ye defosu olan sarah dan parti malı kemeri şak diye kapıyoruz , Geçit altındaki ahşap oyuncakcıdan geçip yayageçidinin berisindeki elbise tezgahına demir atıyoruz . Çünkü orada benim Anadolu’dan tanıdığım pırıl pırıl bir genç delikanlı öğrenci kardeşimin de olduğu bir tezgah var . Kimileri’’hayat pahalı başbakan ucuzlatsın’’ diye ekrana sızmaya çalışırken kimleride hayat akıp giderken, prodüksiyon ekibinin kadraj nedeni ile kestiği yollardaki güçlü adeleli kollara da takılıyordu zaten..

Gürcan; Ata avisi gözlerini umutla yarınlara dikmiş haftanın beş günü sabah 4 de kalkıp ailesi ile pazar pazar gezen bir genç.. Aynı zamanda bir ünivesitemizde mühendis olmak üzere eğitmeye çalışıyor kendisini .. Kısacık söyleşide günde 20-30 tl kazanabildiğini, tüm aile çalıştıklarını anlatıveriyor gurur ile ..
Pazardan ayrılırken ülkem bir kez daha çırılçıplak gözlerimin önünde !
Eskiden Saraylardaki kadınlara elbiseler dikilirdi , sonra pazarlardaki kadınların yaptırdığı köşklere don bulumadı ..
Biliyorum ki o pazarcı genç, bir gün Sarayları , Köşkleri bırakıp bir Halkevi dikecek , Pazara kadar değil mezara kadar sevmek ve saymak zamanı gelince gürleyip esecek!
Pazar Yamağı

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder